YAN-METİNSEL BULUNUŞ’UN ÖTESİNE GEÇMEK: ÇEVİRMENLERİN EREK METİNLERDEKİ FARKLI ROLLERİ

Author:

Year-Number: 2018-22
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Translation Studies, Translation and Interpreting
Number of pages: 148-160
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Fransız kuramcı Gérard Genette tarafından 1990’lı yıllarda ileri sürülen yan-metinsellik düşüncesi önce edebiyat alanında önem kazanmış, ardından çeviribilim alanında da önde gelen araştırma alanlarından biri haline gelmiştir. Çünkü yan-metinsel unsurlar sadece bir metnin değil hem de çeviri metinin sunumunu ve alımlanmasını yönlendirmede etkili araçlardır. Yan-metinler başlık, ana başlık, epigraf, önsöz, sonsöz, eleştiri yazıları, teşekkür yazıları, dip notlar, çizimler gibi metnin sunumunu ve alımlanmasını garanti eden veya yönlendiren, metin ile birlikte veya metnin etrafında gelen diğer unsurlardır. Yan-metin okurların ana metinden önce okurların geçtiği eşiktir. Çevirmen ana metni çevreleyen unsurlarda kendini gösterdiğinde veya bir bulunuş sergilediğinde, bu bulunuşu araştırmacı Cees Koster tarafından önerildiği gibi çevirmenin “yan-metinsel bulunuşu” olarak adlandırmak mümkündür. Bu çalışmada araştırmacının başlıca amacı, yan-metinsel unsurlar bağlamında çevirmenin çeviri metindeki varlığına odaklanmak, çevirmenin yan-metinsel bulunuşunun sınırlarını sorgulamak ve çevirmenlerin bu bulunuşun ne kadar ötesine geçebildiğini araştırmaktır. Çalışmanın diğer amacı da çevirmenlerin çevirideki olası farklı rollerini irdelemektir. Bu doğrultuda, seçilen bir kaynak ve erek metin çeviri incelemesinde kullanılacaktır. Paul Wittek tarafından 1938 yılında yazılan The Rise of the Ottoman Empire adlı kaynak metin ve 1947 yılında çevirmen Fahriye Arık tarafından Türkçeye çevrilen erek metin yan-metinsel unsurlar kapsamında karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Bu çalışma yan-metinselliği ve yan-metinselliğin çeviride önemini ele almaya ve çevirmenlerin farklı rollerine dikkat çekmeye çalışacaktır. Bu açıdan, çalışmanın çeviribilim alanındaki bu yöndeki çalışmalara yeni bir soluk getireceği düşünülmektedir.

Keywords

Abstract

The notion of paratextuality put forward by French scholar Gérard Genette in 1990s first gained importance in the field of literature and has been one of the most prominent research areas in translation studies ever after because paratextual elements are seen as effective tools in directing presentation and reception not only of a text but also of a translated text. Paratexts are other elements such as titles, headings, epigraphs, prefaces, epilogues, reviews, acknowledgements, footnotes, illustrations, etc. coming with and outside the text in order to present the text and ensure or direct its reception. It is the threshold readers pass before the main body of the text. When the translator’s presence takes place in the elements surrounding the main body of the text, it is possible to name this presence as “paratextual presence” just as suggested by researcher Cees Koster. The researcher’s main aim in the present study is to focus on translator’s presence in the translated text with regard to paratextual elements, question the boundaries of the paratextual presence of the translator and explore how far the translators can go beyond this paratextual presence. Another objective is to search translators’ possible different roles in translation. In line with these purposes, a chosen source text and target text will be utilized for translation analysis. The source text called The Rise of the Ottoman Empire written by Paul Wittek in 1938 and the target text translated into Turkish by translator Fahriye Arık in 1947 will be examined comparatively in terms of paratextual elements. This study will try to tackle paratextuality and its significance in translation and also draw attention to translators’ different roles. In this respect, it is thought that this study will give a new impulse to the researches of translation studies on these topics.

Keywords