BİR ‘ABİKU’ ULUS: BEN OKRİ’NİN AÇ YOL ADLI ROMANINDA NİJERYA TARİHİNİN DEKOLONİZASYONU

Author:

Year-Number: 2017-16
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : English Literature
Number of pages: 265-276
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Tarih yazımı, sömürgecilik sonrası dönem çalışmalarının en temel meselelerinden biridir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Britanya imparatorluğuna ait sömürgelerin dağılmasıyla birlikte, Batı medeniyetine ait yazın türleri – özellikle roman – eski sömürgelerde yaşayan yazarlar tarafından kendi ulusal ve kültürel kimliklerini yansıtmanın etkin bir aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ulusal bağımsızlıklarının ilanını takip eden yıllarda yazarlar, sömürgecilik öncesi tarihi ve kültürel miraslarına sahip çıkan eserler kaleme alarak ulusal kimlik inşası sürecine katkı sağlamaya çalışmışlardır. Kendi kültürlerinin Batı kültürüyle eşit düzeyde ya da ondan daha üstün olduğunu kanıtlamak amacıyla kaleme alınan bu eserlerde, yazarlar çoğunlukla sömürgecilik öncesine dayanan ulusal tarihlerini idealize etme yoluna gitmişlerdir. Ulusal bağımsızlığın ilk yıllarında görünen bu mağrur milliyetçi yaklaşım, 1980’lerden itibaren yerini, yerel kültür ile sömürgeci devletlerin kültürleri arasında uzlaşma arayan, yeni bir ulusal kimlik anlayışına bırakmıştır. Büyülü gerçekçi yazım türü, farklı tarih ve gerçeklik anlayışlarını bir arada barındırabilme özelliği ve daha önemlisi mitlerle, folklorik öğelerle ve söylencelerle olan yakın ilişkisi nedeniyle, eski sömürgelerde yaşayan yazarların ulusal tarihlerini ve kimliklerini dile getirmelerine yardımcı olan anahtar bir rol oynamıştır. Bu çalışmanın amacı büyülü gerçeklik yazım türünün ve Afrika kültürüne ait ‘abiku’ mitinin Ben Okri’nin Aç Yol adlı romanında Nijerya tarihinin yeniden yazımındaki rolünü incelemektir.

Keywords

Abstract

Historiography has been one of the central issues of postcolonial studies. The dismantling of British colonies after the Second World War encouraged a vast body of new literatures in which the Western literary modes, particularly the novel, were aptly adapted to represent the distinctive cultural and national identities of the former colonies. In the early phase of post-independence, the early postcolonial writers generally reclaimed pre-colonial forms of history and culture in order to help the process of nation building. They idealised the national past in its pristine form based on local histories and endeavoured to prove that their societies do have a civilisation, equal or even superior to that of the West. However, starting from the 1980s, this proud nationalism gave way to a new understanding of national identity that seeks reconciliation between the indigenous and colonial cultures. Magical realism with its ability to juxtapose alternative perceptions of reality and history and more particularly with its affiliation to myths, folklore and legends provided postcolonial writers the cultural catalyst they were seeking to write alternative national histories. The aim of this paper is to analyse Ben Okri’s use magical realism in his Famished Road, particularly the abiku myth to write a decolonised history of Nigeria.

Keywords