Bu vaka çalışması bir Türk üniversitesinde, İngiliz Dili Eğitimi bölümünde görev yapan bir danışmanın okul deneyimi sürecinde aday öğretmenlere verilen danışmanlık hizmetine yönelik algısını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu nedenle, ilk olarak danışman öğretmenin etkin danışmanlığa dair kişisel teorilerine ulaşmak amacıyla kökensel olarak klinik psikolojide veri toplama aracı olarak kullanılan bir sorgu tekniği olan “repertory-grid” den yararlanılmıştır. Bu aracın çalışmada kullanılma nedeni, repertory-grid tekniğinin anket ve yüz yüze görüşmelerde olduğunun aksine yanıtlayan kişiyi sorularla yönlendirmiyor olmasıdır. Danışmanın benimsemiş olduğu kişisel teorilerini bu yöntemle belirledikten sonra, okul uygulaması döneminde bunları ne ölçüde uygulamaya koyup koymadığını görebilmek amacı ile danışmanın uygulama öğrencileri ile yaptığı geri bildirim toplantıları kaydedilmiştir. Bu ses kayıtları daha sonra çözümlenmiş ve içerikleri analiz edilmiştir. Analiz sonuçları genel anlamda danışmanın repertory-grid yöntemi ile ortaya çıkan görüşlerine uygun davranışları bu toplantılarda sergilediğini göstermiştir. Bu teorilerden bazıları ise çeşitli sebeplerle gözlemlenememiştir. Bu bulgulara ulaşıldıktan sonra, katılımcı ile etkin danışmanlık konusundaki görüşlerinden yola çıkan ve toplantı kayıtlarına gönderme yapan bir görüşme yapılmıştır. Bu görüşme iki ayrı amaca hizmet etmek için uygulanmıştır: ilk olarak, araştırmada kullanılan veri toplama araçlarının üçlenmesini sağlayarak bulguların geçerliliğini garantilemek ve ikinci olarak ise tartışmalara zemin hazırlayarak, araştırmacı ile katılımcı arasında sonuçları yorumlamaya katkısı olacak ortak bir anlayışı gerçekleştirmek şeklinde açıklanabilir. Çalışmada ulaşılan sonuçlar, danışmanın kişisel teorilerini uygulamaya koyabildiği, bir danışman olarak kendini etkin bulmakla birlikte değişime ve gelişime açık olduğu, katılımcının düşünce örgüsünde ortaya çıkan ortak belirgin temaların ise mesleki gelişime yol açan etkili araçlar olarak “yansıtıcı düşünce” ve “kendini değerlendirme” olduğu görülmektedir.
This case study explores an ELT supervisor’s constructs on effective supervision. In order to achieve this aim, repertory grid technique, a non-directive elicitation technique which is originally used in clinical psychology was utilised. Having acquired the espoused theories of the supervisor, to find evidence on whether or not and the extent to which, if any, the participant supervisor puts these espoused theories in action, the supervisor’s feedback sessions he held with his student-teachers at teaching practice period were recorded. The recorded sessions were later transcribed and subjected to content analysis. The analysis of the transcriptions revealed evidence on the observable similarities and discrepancies between his personal and actual theories regarding the issue under investigation. Next, a follow-up interview based on the supervisor’s constructs in his grid was held. The interview had an emergent style and it had a twofold purpose. First, it served to the triangulation and validation of the data obtained by means of repertory grid elicitation technique and the recordings of the feedback sessions. Second, the interview constituted a ground for discussion and a mutual understanding on what meanings the participant attached to his constructs. The findings demonstrate that the supervisor is able to put the majority of his theories into practice while supervising the student-teachers. In terms of the significant themes that stand out in all three data collection tools used for the study, we find out that the supervisor views “reflection” and “self-assessment” as effective tools for teachers’ professional development