Sözcüklerin karşılıklı etkileşim içerisinde olmaları sebebiyle dilde hiyerarşik olarak bazı ilişkilerin varlığı, her sözlük açışımızda karşımıza çıkmaktadır. Gerçi sözcüklerin anlam sınırlarını kesin bir şekilde belirlemek mümkün değildir. Ancak daha çok iç içe geçmiş anlam örgüleri ve çağrışımlardan söz etmek mümkündür. Çünkü bir sözcük ait olduğu sözlüksel alan içerisinde anlamlıdır. Daha doğrusu bir sözlüksel alanda yer alan sözcükler birden fazla temel anlamsal özellikle birleşebilirler. Bu şekilde sözlüksel alanın tamamının bilinmesi ile bir sözcüğün tam olarak anlaşılabilmesi sağlanabilmekte ve sözlüksel alan bilgisine sahip olmak o sözcüğün doğru algılanabilmesini kolaylaştırabilmektedir. Trier’in (1973;1-2) de ifade ettiği gibi anlam sadece ve sadece sözlüksel alan sayesinde vardır. Sözlüksel alan yoksa anlam da mevcut değildir. Böylece sözcükler, uyarıcıların anlamlandırılmasıyla kazanılmakta ve bireyin bilgi birikiminin temelini oluşturmaktadır. Anlamlandırma işlemiyle kazanılan her sözcük bir sürü zihinsel etkinliğin eseri olduğundan sözcükler bellekte oluşturulduktan sonra depolanmakta ve iletişim ortamında uyarıcılarla anımsanarak anlamlandırılmaktadır. Aynı kavram alanının ögeleriyle anlamlandırılma işlemi sırasında çağrışım alanı meydana gelmektedir. Bağlama göre anlam kazanan sözcükler her insan için de birçok duygu değerine sahip olarak insan hafızasında yerini almaktadır. Biz de bu düşünceden yola çıkarak makalemizde “ağız” kavramının sözlüksel alan teorisi kapsamında ait olduğu sözlüksel alanı göstererek kelime hazinesindeki anlamsal bağlarını ortaya çıkarmaya çalıştık. Birçok alanda karşımıza çıkan “ağız” kavramıyla ilgili toplam 399 kullanım özelliği tespit ettik.
Due to the interaction of words, we face with the existence of some hierarchical relations each time that we look up a dictionary. In fact, it is not possible to determine the meaning borders of the words strictly but mainly it is possible to talk about nested meaning meshes and connotations. Thus, a word is meaningful in its own lexical field. Moreover, the words in a lexical field might unite with multiple basic semantic features. By this way, knowing the entire lexical meaning and understanding a word completely could be achieved and having lexical field knowledge of a word may ease to understand that word accurately. As Trier (1973;1-2) stated, the meaning exits merely by the agency of lexical field. If there is no lexical field then there is no meaning either. Thus the words are used by stimulating the meaning and form the basis of the individual's knowledge. As every word acquired through the interpretation process is a result of a lot of mental activity of the work, they are stored after they are created in memory and gain importance in the communication area. During the process of interpretation connotations area occur with the elements of the same concepts. Making word meaningful depending on the context for each human is replacing human memory in a way that has many emotional values. In our article, depending on this thought by illustrating the lexical field which the “mouth” concept belongs in the scope of lexical field theory we tried to expose its semantic connections in vocabulary. About the “mouth” concept that we face in many fields, we found out 399 usage feature in total.