Edebi akım ve topluluk isimleri edebiyat tarihini somut dönemler halinde ele almamızı sağlamalarının yanı sıra, bir dizi sorunu da beraberinde getirir. Bir akımın ya da topluluğun nerede, ne zaman ve kimler tarafından başlatıldığı, ortak sanatsal ilkelerinin ve öne çıkan temsilcilerinin kimler olduğu gibi birçok sorun edebiyat tarihçilerini meşgul etmiştir. 1950’lerin başında ortaya çıkan ve İngiliz şiirinin en üretken dönemlerinden biriyle özdeşleşen “the Movement” akımı da benzer bir tartışmanın başlamasına neden olmuştur. Çeşitli derlemelerde ve akademik çalışmalarda sıklıkla kullanılan “the Movement” terimi, Kingsley Amis’ten Philip Larkin’e kadar uzanan birçok ünlü ozanı bir arada düşünmemizi sağlamıştır. Ancak, herhangi bir estetik manifestoya ya da programa sahip olamayan “the Movement,” ortak sanat anlayışı etrafında birleşmiş bir topluluğun adı değil; İngiltere’nin savaş sonrası kültürel ikliminde filizlenen yeni şiir anlayışının bir ifadesidir. Adı “the Movement” akımıyla birlikte anılan bazı önemli ozanların da bu akımla herhangi bir bağlarının bulunmadığını iddia etmesi de, konuyla ilgili tartışmaların daha da karmaşıklaşmasına neden olmuştur. Bu nedenle 1950 şiiri üzerine yapılan çalışmalar, grup temsiliyeti tartışmaları bağlamından çıkartılarak, “the Movement” teriminde ifade bulan şiir anlayışının ortak özellikleri üzerine odaklanmalıdır. Bir başka deyişle, “the Movement” akımının kuramsal boşluğu ancak bu akımla ilişkilendirilen ozanların sanatsal yaklaşımlarının incelenmesiyle doldurulabilir. Bu anlayıştan yola çıkan çalışmanın amacı “the Movement” akımının kuramsal çerçevesini Philip Larkin’in şiirleri, mülakatları ve şahsi mektupları üzerinden ortaya koymaktır.
FLiterary periods and groups have provided the literary historian with a practical instrument to divide and subdivide the great history of literature into more manageable and comprehensible units. Yet, literary periods and groups may also entail certain problems, particularly about group identity. The Movement, which, from its uncertain beginnings in the 1950s, has come to define a prolific era of English poetry, is one of such problematic groupings. Contrary to what its name suggests, the Movement does not refer to a coherent group of poets with a clear manifesto, or artistic programme, but to a trend in poetry that emerged in the cultural climate of post-war England. Therefore, critical studies on the Movement poetry should not focus on the question of group identity, whose existence is highly dubious, but should rather be committed to theoretical discussions on the works of major poets of the 1950s. In other words, the ethos of the Movement can only be found in the works of the poets associated with it. Accordingly, this article aims to establish the theoretical frame of the Movement poetry through a discussion of Philip Larkin’s poems, interviews and private writings.