SÖZ EDİMLERİ KURAMI VE EDEBİYAT: ANLAM, BAĞLAM VE YİNELENEBİLİRLİK

Author :  

Year-Number: 2014-2
Language : null
Konu : Batı Dilleri ve Edebiyatları - Felsefe
Number of pages: 93-105
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

İngiliz dil felsefecisi J. L. Austin tarafından geliştirilen söz edimleri kuramı temel olarak saptayıcı ve edimsel sözcelemler arasındaki ayrıma dayanmaktadır. Böyle bir ayrım yapmak suretiyle Austin dilin betimleyici kullanımı ile dilin özneye bir edim gerçekleştirme imkânı tanıyan kullanımını birbirinden ayırt etmeyi hedefler. Saptayıcılar dünyayı betimleme esnasında doğru ya da yanlış olabilirken; edimseller doğruluk değerinden bağımsız bir işleyişe sahip oldukları için ne doğru ne de yanlış olabilirler. Buna göre edimseller söz verme, ilan etme, bahse girme örneklerindeki gibi yalnızca bir ‘eylem yerine getirme’ gücüne sahiptirler. Böylelikle Austin’in odağı, dilin, örnekte ifade edilenlere benzer söz edimlerinin telaffuzundan önce var olmayan bir gerçeklik boyutunu (özellikle toplumsal gerçekliği) yaratma gücü üzerindedir. Jacques Derrida’nın Austin’e ait söz edimleri kuramını yapısöküme tabi tutması formüle dayalı edimsel sözcelemleri uylaşımsallık, bağlamsallık ve yinelenebilirlik açısından sorunsallaştırır. Bu sayede, söz edimleri kuramı edebî söylem ve edebî metinlerin dinamiklerini irdelemede uygun bir araç haline gelir. Bu bakımdan Derrida’nın Austin’in kuramına getirdiği sapma söz edimleri kuramının edebiyat kuramıyla bütünleşmesini beraberinde getirir. Böylece bu çalışmada, edimsel sözcelemlerin toplumsal bir bağlamda değer ve yükümlülük üretme gücünün, edebiyatın dönüştürücü gücü paralelinde ele alınması gerektiği iddia edilecektir. Sonuç olarak, edebî söz edimlerine ait etik ve ideolojik işlevlerin edebî sözcelemlerin edimselliği düşüncesi çerçevesinde daha uygun bir biçimde değerlendirilebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Keywords

Abstract

Speech act theory, developed by the British philosopher of language J. L. Austin, is primarily based on the distinction between constative and performative utterances. Making such a distinction, Austin intends to distinguish between the descriptive use of language and a certain kind of language use by which the subject performs an action. While constatives are either true or false in their description of the world; performatives are neither true nor false since they have no truth value but only the power to ‘do’ something as in the cases of promising, declaring, betting and etc. Therefore Austin’s focus is on the power of language to create a new dimension of reality (especially social reality) which did not exist before the utterance of these certain expressions. Jacques Derrida’s deconstruction of Austin’s speech act theory problematises the conventionality, contextuality and the iterability of performative utterances in their formulaic patterns. By this way, speech act theory becomes an appropriate tool for the study of literary discourse and of the dynamics of literary texts. In that sense, Derrida’s twist brings about an integration of speech act theory with literary theory. Hence, it will be claimed in this study that performative utterances’ power to create values and responsibilities in a social context should be scrutinized in parallel with the transformative power of literature. Finally, it must be considered that the ethical and the ideological functions of literary speech acts can be more conveniently evaluated within the framework of the performativity of literary utterances.

Keywords


  • Altınörs, A. (2001). Anlam, doğrulama ve edimsellik: Austin üzerine bir inceleme. İstanbul: Alfa.

  • Austin, J. L. (1961). Performative utterances. İçinde J. O. Urmson, G. J. Warnock (Ed.) Philosophical papers. (Birinci Baskı). (s. 220-239). Oxford: Clarendon Press.

  • Austin, J. L. (2009). Söylemek ve yapmak. (Çev. Aysever, R. L.). İstanbul: Metis. (How to do things with words, 1962).

  • Culler, J. (1981). Convention and meaning: Derrida and Austin. New Literary History, 13 (1),

  • 15-30. http://www.jstor.org/stable/468640 adresinden elde edildi (06.01.2014 tarihinde indirildi).

  • Culler, J. (2000). Literary theory: a very short introduction. Oxford: Oxford University Press.

  • Derrida, J. (1988). Signature event context. İçinde G. Graff. (Ed.) Limited inc. (s. 1-23). Evanston, IL: Northwestern University Press. (Marges de la philosophy, 1972).

  • Eagleton, T. (2012). Edebiyat olayı. (Çev. Yüce, B.). İstanbul: Sel. (The event of literature, 2012).

  • Gorman, D. (1999). The use and abuse of speech-act theory in criticism. Poetics today, 20

  • 93-119. http://www.jstor.org/stable/1773345 adresinden elde edildi. (09.10.2013 tarihinde indirildi).

  • Miller, J. H. (2001). Literary study among the ruins. Diacritics, 31 (3), 57-66.

  • http://www.jstor.org/stable/1566419 adresinden elde edildi. (09.10.2013 tarihinde

  • Miller, J. H. (2007). Performativity as performance/performativity as speech act: Derrida’s special theory of performativity. South Atlantic quarterly, 106 (2), 219235. doi: 10.1215/00382876-2006-022

  • Miller, J. H. (2002). Promises, promises: speech act theory, literary theory, and politico- economic theory in Marx and de Man. New literary history, 33 (1), 1-20. doi: 10.1353/nlh.2002.0007

  • Searle, J. R. (2006). Social ontology: some basic principles. Anthropological theory, 6 (1), 12-29. doi: 10.1177/1463499606061731

                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics