Osmanlı’da manzum hâlde yazılmış eserler arasında fetvâlar da bulunmuş ve birçok şeyhülislâm veya müftü fetvâlarını manzum hâlde vermişlerdir. Osmanlı’da bu uygulama çok fazla yaygınlaşmış olmasa da bu alanda bir geleneğin oluştuğu görülmektedir. İlk örnekleri 16.yüzyılda görülen bu fetvâlar 17-18. yüzyıllarda da boy göstermiş ve daha sonra iyice azalmıştır. Klasik Türk edebiyatında da orijinal bir tür olarak yerini almış olan bu fetvâların büyük ölçüde 16.yüzyılda Şeyhülislâm Ebussuûd Efendi ile başladığı söylenebilir. Fetvâ kelimesi Arapça fetâ kökünden gelen ve müşkil bir meselenin kaynaklarından araştırılarak güçlü bir cevapla çözülmesini anlatan bir kelimedir. Osmanlı’da manzum fetvâlar kalemi ve kelamı güçlü şairlerinden olan şeyhülislâm veya müftülerin kalemlerinden çıkmıştır. Bu şeyhülislâmların en önde gelenlerinden birisi de padişah hocalığı ile şeyhülislâmlığı bir arada yürütmüş olan Hoca Sadeddin Efendi’dir. Kendisinden sonra oğul ve torunları da şeyhülislâm, kazasker, kadı gibi unvanlarla ilmiyenin yüksek mansıplarında görev yapmışlar ve bu aile fertlerine Hoca Sadeddin Efendi’ye nispetle Hocazâde lakabı verilmiştir. Bu ailenin fertleri ayrıca manzum fetvâ vermede bir gelenek oluşturmuşlar ve her biri en az üç manzum fetvâ vererek öne çıkmışlardır. Mesela Hocazâde Muhammed Bahâî Efendi bilinen 15 civarındaki manzum fetvasıyla ilk sırada yer almaktadır. Hoca Sadeddin Efendi’nin manzum fetvalarından bir kısmını daha önceki bir makalemizde tanıtmıştık. Bu makalede ise daha sonra tespit edilen üç adet manzum fetvâsı tanıtılmaktadır.
Among the works written in verse in the Ottoman Empire, there were also fatwas, and many sheikhs or mufti gave fatwas in verse. Even though this practice was not too much widespread in the Ottoman Empire, there was a tradition in this area. The first examples of these fatwas were seen in the 16th century; 17-18. century also showed, then thoroughly decreased. These fatwas, which took their place as an original genre in classical Turkish literature, can be said to have started in the 16th century with Shaykh al-Islâm Ebussuûd Efendi. The word of fatwa is a word that comes from the root of the 'feta' in Arabic and describes the solution of a personal issue with a strong answer. In the Ottoman verse, fatwas were written by the sheikhs or muftis, who were strong poets and writers. One of the most prominent of these sheikhs is the Hodja Sadeddin Efendi, who conducted the sultanate and the sheikhs together. After him, his sons and grandchildren served as high scholarly ranks with the titles such as sheikh-ul-Islam, kazasker and kadi, and these family members were given the nickname Hodjazade in proportion because of Hodja Sadeddin Efendi. Members of this family also established a tradition of giving verse fatwa, and each came to the fore by giving at least three verse fatwa. For example, Hodjazade Muhammed Bahai Efendi is in the first place with the verse fatwa around 15 known. We have introduced some poetry fatwas of Hodja Sadeddin Efendi before in our a paper. In this article, four later verse fatwas are introduced.