Osmanlı ilmiyesinde hukuki bir konu olan fetvâlar manzum biçimde de yazılmış ve böyle yazılmış fetvâlar büyük ilgi çekmiştir. Manzum biçimde yazılmış fetvâlar yüzyıllarca özel biçimde mecmua ve özel defterlerde muhafaza edilmiş, hatta farklı nüshalarda farklı biçimlerde kaydedilmiştir. Umumiyetle mensur biçimde verilen Osmanlı fetvâlarının manzum biçimde de verilmesi öncelikle suali soranın bu yolu tercih etmesinden dolayı gerçeklemiştir. Ancak, mesele sorulan müftünün şair olması da önemli bir etken olmuştur. Osmanlı divan şairleri arasında saygın bir durumda bulunan şeyhülislâm ve müftülerin muhtelif tarihlerde birçok manzum fetvâ verdikleri görülmüştür. Bugüne kadar tanıtmış olduğumuz manzum fetvâlar birkaçı hariç tamamı şeyhülislâmlar tarafından verilmiştir. Bu çalışmada ise çeşitli kazalarda görev yapmış bir Osmanlı müftüsünün manzum fetvâları tanıtılmaktadır. Osmanlı döneminde kadılar aynı zamanda fetvâ verme işini de yapmış ve bu durumu mühür ve imzalarında ‘me’zûn bi’l-iftâ’ ibaresi ile bildirmişlerdir. Bu makalede tanıtılan Abdi Efendi 16.yüzyılın sonlarıyla 17.yüzyılın başlarında yaşamış, genellikle Batı Anadolu civarıda merkezî yerlerde kadılık ve müftülük yapmış, birçok naip atamıştır. Manzum fetvâlarının altındaki imzada kendisini Manisa müftüsü olarak tanıtmıştır. Fetvâlarının bir kısmının da yer aldığı fevaid türü mecmuada birçok mektup ve şiir bulunmakta olup bunların çoğunun isimsiz biçimde kaydedildiği görülmektedir. Hayatı hakkında şimdilik yeterli bilgi elde edilememiştir. Elimizde şimdilik bir adet manzum fetvâsı bulunmaktadır.
Fatwas, which are a legal issue in the Ottoman science, were written in verse and these fatwas attracted great attention. Fatwas written in verse form have been preserved for centuries and recorded in magazines. The giving of the Ottoman fatwas, which were given in a prolific manner, was realized primarily because the asking of the question preferred this way. The sheikh al-Islam and mufti, who were in a prestigious position among the Ottoman divan poets, gave many verse fatwas in various dates. The verse fatwas that we have introduced until today generally belonged to the sheikhs. In this study, verse fatwas of an Ottoman mufti who served in various accidents are introduced. In the Ottoman period, the qadis also performed the fatwa business and reported this situation in their seals and signatures with the phrase 'me'zûn bi'l-iftâ'. İfta means giving fatwa. Abdi Efendi, which we are introducing, lived in the late 16th and early 17th centuries, usually working as a judge and mufti in the Western Anatolian region. He introduced himself as a Manisa mufti in the signature under poetry fatwas. There are many letters and poems in the fevaid type magazine, which also includes some of its fatwas, and most of them appear to be recorded anonymously. There is not enough information about his life for now. We currently have one poetic fatwa.