Özellikle 60'lı yıllardan sonra kadın ve erkeklerin farklı dil özelliklerine sahip oldukları düşüncesi, cinsiyetin dil üzerindeki etkisine yönelik çalışmaları tetiklemiştir. Cinsiyetin dile nasıl yansıdığına dair ilk çalışmalar, kadın ve erkeklerin “fonolojik, morfolojik, söz dizimsel veya sözcüksel düzeyde” konuşma biçimleri arasındaki farklılıklara odaklanırken, daha sonraki çalışmalar konuşma analizine dayalı bulguları merkeze almıştır. Bu çalışmalarda kadınların erkeklere oranla onaylama sorularını, nezaket biçimlerini, açıklayıcı ifadelerde soru tonlamalarını, kip yapılarını, dolaylı emirleri ve rica ifadelerini, pekiştirici ifadeleri, alıntıları daha fazla kullandıkları, dil bilgisi ve sesletimde en doğru biçimleri kullanmaya çalıştıkları ve özel bir kelime hazinesine sahip oldukları belirlenmiştir. Çağdaş ölçünlü Türkiye Türkçesinin yapısında sadece etkileşimde bulunduğu dillerden edindiği az sayıda cinsiyet ayırıcı unsur bulunmakla birlikte yapılan araştırmalar Türk kadınlarının dil kullanımlarının özellikle yukarıda listelenen özellikler açısından Türk erkeklerinden farklı olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmada merkeze çağdaş ölçünlü Türkiye Türkçesinde hem erkek hem de kadın konuşmacılar tarafından ortak olarak kullanılan sözcükler alınmıştır ve bu kelimelerin gerçekten eş değer olup olmadığı sorusuna kadın kelimesi örnekleminde derlem temelli bir yöntemle cevap aranmıştır. Araştırmada yararlanmak üzere kadın ve erkek yazarlar tarafından kaleme alınan edebî eserleri içeren iki farklı derlem hazırlanmıştır. Bu derlemler aracılığıyla anahtar kelimenin anlam ve eş dizim özellikleri belirlenerek karşılaştırılmıştır.
The idea that men and women have different characteristics of language especially after 60’s triggered the studies of the effect of gender on language. The first studies about how gender is reflected in language focused on differences between the ways men and women talk on a “phonological, morphological, syntactic or lexical level”, later studies concentrated on findings based on conversational analysis. In these studies, it was determined that women use tag questions, polite forms, question intonation in declarative statements, modal constructions, indirect commands and requests, intensifiers, direct quotation, hypercorrect grammar and pronunciation more than men.and have a special lexicon. Even though modern standard Turkish exhibits only a few, peripheral gender distinctions in its structure studies on Turkish showed that Turkish women use language different than Turkish men, especially in terms of the features listed above. In this study the common words used by both gender is taken to the center and the answer to the question of whether these words are really equivalent has been sought with a corpus-based method in the sample of the word woman. Two different corpora of literary works written by male and female authors have been prepared for use in the research, and the semantic and collocational properties of the keyword have been determined and compared by these corpora.