Bu çalışmanın temel amacı, Türkçe öğretmenlerinin bireyselleştirilmiş eğitim programının uygulanabilirliği hakkındaki görüşlerini tespit etmektir. Çalışma 2019 yılı Mart ayında Van’ın merkez ilçeleri Edremit, İpekyolu ve Tuşba’daki MEB’e bağlı 15 devlet okulunda görev yapan 47 Türkçe öğretmeni ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubu “kolay ulaşılabilir durum örneklemesi” yöntemine göre belirlenmiştir. Araştırma, nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji (olgubilim) yaklaşımına göre yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından uzman görüşü alınarak geliştirilen ve açık uçlu sorulardan oluşan yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde içerik çözümlemesi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda Türkçe öğretmenlerinin büyük bir bölümü BEP uygulamasının faydalı olduğunu belirtmişlerdir. Türkçe öğretmenleri BEP’i uygularken sınıflar kalabalık olduğu için öğrencilere yeterli zamanı ayıramadıklarını, BEP’e dâhil olan öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeylerinin yeterli seviyede olmadığını, ailelerin bilinçsiz ve ilgisiz olduğunu, öğretmenlerin bu program konusunda yeterli bilgiye ve zengin materyallere sahip olmadıklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca Türkçe öğretmenleri BEP’i yeterli düzeyde uygulayamadıklarını, bu programa dâhil olan birim ve kişiler arasında istenen düzeyde bir iletişimin olmadığını belirtmişlerdir. Bunun yanında, BEP’te görevli birim ve kurumlar arasındaki iletişimin artırılması, uygun öğrenme ortamlarının hazırlanması, zengin materyal kullanılması, sınıf mevcutlarının azaltılması, öğretmenlere hizmet içi eğitim verilmesi, bu eğitimin özel eğitim öğretmenleri tarafından yapılması gibi öneriler sunarak BEP’in daha etkili ve verimli olabileceğini dile getirmişlerdir.
The main purpose of this study is to determine the Turkish teachers' views on the applicability of the individualized education program. The study was carried out in March 2019 with 47 Turkish teachers working in 15 state schools affiliated to the Ministry of National Education in Edremit, İpekyolu and Tusba, the central districts of Van. The study group was determined according to the "easily accessible situation sampling" method. The research was conducted according to the phenomenology approach, one of the qualitative research designs. As a data collection tool, a structured interview form consisting of open-ended questions and developed by the researchers by taking expert opinion was used. Content analysis was used in analyzing the data. As a result of the research, most of the Turkish teachers stated that the application of BEP was beneficial. Turkish teachers stated that they could not spare enough time for students because the classes were crowded while applying the BEP, the readiness levels of the students included in the BEP were not at a sufficient level, the families were unconscious and indifferent, the teachers did not have enough information about this program and they did not have rich materials. In addition, Turkish teachers stated that they could not apply BEP sufficiently and that there was no communication at the desired level between the units and individuals included in this program. In addition, by offering suggestions such as increasing the communication between units and institutions assigned in BEP, preparing suitable learning environments, using rich materials, decreasing the classroom sizes, providing in-service training for teachers, and providing this training by special education teachers, BEP will be more effective and efficient. They stated that it could be.