Osmanlı Devleti’nde fetvâlar genellikle sade bir Türkçe ile ve mensur olarak verilmiş, ancak içlerinde bazen Arapça, Farsça, münşiyâne veya manzum biçimde verilenler de bulunmuştur. Manzum fetvâlar Osmanlı’da hayatın her alanında rastlanmakta olan manzum anlatım biçiminin 16. yüzyıldan itibaren boy gösteren ilgi çekici bir türü olmuş ve bu durum Türk edebiyatında da renkli bir edebî ortamın oluşmasına katkıda bulunmuştur. Bu fetvâlar genellikle şairliği bulunan şeyhülislâm veya müftülere suâlin nazmen sorulmasından dolayı verilmiştir. Suâli yönelten kişinin de şair olması sebebiyle bu fetvâların edebî bir sohbet ve belli bir kompozisyon çerçevesinde verildiği gözden kaçmamaktadır. Osmanlı’da divan şairleri arasında önemli ve saygın bir konumda bulunan şeyhülislâmlarla diğer ilmiye mensuplarının 16.yüzyılın ortalarından itibaren birçok manzum fetvâ verdikleri ve bunların renkli bir fetvâ edebiyatı ortaya çıkardığı gözlemlenmektedir. Bugüne kadar tanıtılan manzum fetvâların büyük bir bölümü şairliği ile öne çıkmış belli ve ünlü şeyhülislâmlara ve bunların oğul veya torunlarına aittir. Ancak, şiir ve inşâ nevinden herhangi bir eser ortaya koymamakla beraber kendisine nazmen bir mesele sorulduğunda buna tek beyit veya mısra ile de olsa nazmen cevap vermiş şeyhülislâmlar da bulunmakta olup bunların birisi de Sun’ullah Efendi’dir. Bu çalışmada, daha önce fetvâları arasında manzum bir örneğin bulunduğuna dair bir bilgiye rastlanmayan Sun’ullah Efendi’nin tespit edilebilen yegâne manzum fetvâsı tanıtılmaktadır.
In the Ottoman Empire, fatwas were generally given in a plain language and prose, but among them were also found in Arabic, Persian, münşiyane, or poetry. Poetry fatwas have been an exciting type of verse expression seen in every field in the Ottoman Empire since the 16th century and paved the way for forming a colorful environment in Turkish literature. These fatwas were generally given to the sheikhulislams and to the muftis who was a poet because they were asked about the question. It is not overlooked that these fatwas are given in a literary conversation and in a certain composition, since the person who directs the verse is also a poet. It can be said that sheikhulislams and other scholars, who had an important position among Ottoman divan poets, gave many verse fatwa since the 16th century, which led to the emergence of colorful fatwa literature. Most of the poetry fatwas that we have introduced until today belonged to particular and famous sheikhulislams and their sons or grandchildren who came to the fore with their poetry. However, there are also Shaykh al-Islams who do not put forward any work of poetry and prose, but when asked about a poetical issue, they answer it with a single couplet or verse, and one of them is Sunullah Efendi. In this study, the only detectable poetry fatwa of Sunullah Efendi, which was not known to have a poetry example among his fatwas before is introduced.