Bir dili tam olarak edinmek hem dilbilimsel hem iletişimsel edinç ile ilgilidir. Bir çocuğun anadilini edindiği sonucuna varabilmek için dilbilimsel edinç boyutunun, dil kullanımını doğru durumlarda kullanması boyutunu da içeren sosyal edinç ile desteklemesi gerekir (Semrud-Clikeman, 2007). Çocuklar özellikle erken dönemde zamanlarının çoğunu kendilerine bakan kişi ile geçirirler. Çocukların bu dönemde maruz kaldıkları dil, çocuğa yöneltilmiş konuşma (ÇYK) olarak adlandırılır ki bu dil, yetişkinlerin birbirleri ile iletişimde kullandıkları dilden farklıdır. Peccei’ye göre (2006); çocuğa yöneltilmiş konuşmanın bazı özellikleri şöyledir: daha düşük ortalama sözce uzunluğu, daha fazla içeriksel sözcük ama daha az işlevsel sözcük ve daha fazla tekrar. ÇYK aracılığıyla, ebeveynler çocuklarına anadillerinin kültürel ve sosyal boyutlarını da edinecekleri fırsatlar sağlarlar. Bu araştırma anadili Türkçe olan çocukların anadillerinin edimbilimsel işlevlerinden biri olan kibarlık işlevini edinmelerinde Türkçe çocuğa yöneltilmiş konuşmanın rolünü incelemektedir. Araştırma özellikle Türkçe çocuğa yöneltilmiş konuşmadaki dilbilimsel incelik yapılarını incelemeyi amaçlamaktadır. Böylece çocukların duydukları dilde ne tür incelik çerçeveleri ile karşılaştıklarının bir kaydı tutulmuş olacak. Bu amaçla, yaşları 01;04 ile 03;06 arasında değişen 9 çocuk ve onların annelerini boylamsal olarak doğal ortamlarda çocukları ile iletişim içinde iken çekilmiş video-kamera kayıtlarına dayanan bir veri tabanı incelendi. Genel anlamda araştırmanın sonuçları çocukları incelik yapılarını kullanım sıraları ile annelerin bu yapıları kullanımları arasında paralellikler olduğuna işaret etmektedir.
Fully acquiring a language is concerned with both linguistic and communicative competence. In order to be able to conclude that a child has learned his mother tongue, what he has acquired in the domain of linguistic competence, should be supported by language use in appropriate contexts, called as social competence (Semrud-Clikeman, 2007). As children, especially in the early period, are primarily surrounded by their caregivers, the languge they are exposed to is characterized by the properties of child-directed speech (CDS) which are different from those of adult-to-adult speech. According to Peccei (2006), some modifications in CDS when talking to their children are shorter MLU, more content words but fewer function words and more repetitions. Through CDS, parents also provide social opportunities to their children so they will develop a social and cultural understanding of their first language. This research is concerned with the role of Turkish CDS in children’s acquiring the pragmatic functions of their native language, specifically politeness. Specifically, the aim of this research is to investigate linguistic politeness frames in Turkish CDS, so we will be able to keep a track of politeness in the language children mostly hear. To achieve this overall goal of our study, we analysed longitudinal data of video-recordings based on 9 Turkish mothers’ natural interaction with their children aged nearly 01;04-03;06. In an overall manner, the results indicated a paralellism between Turkish children’s order of politeness acquisition markers and Turkish CDS.