ÖZET
Bu çalışmanın amacı, Türk edebiyatının en önemli kadın yazarlarından Duygu Asena’nın Aşk Gidiyorum Demez ile İrlanda edebiyatının ünlü kadın yazarı Maeve Binchy’nin Yalnız Kadınlar Sokağı isimli eserlerindeki ana kadın karakterlerin sahip oldukları düşüncelerin, duyguların, yaşadıkları olaylar karşısında verdikleri tepkilerin diğer karakterlerle olan ilişkisinin çoğulcu/eklektik inceleme yöntemi ile karşılaştırılarak benzer ve farklı yönlerinin ortaya çıkarılmasıdır. Bu sayede her iki edebiyata da eleştirel bir boyut ve nesnellik kazandırılmış olacaktır. Karşılaştırmalı Edebiyat kriterlerince yapılan bu incelemenin sonucunda, aynı dönemlerde ancak farklı toplumlarda yaşamış yazarlarca kaleme alınan bu eserlerde bulunan ana kadın karakterler arasında göze çarpan birkaç farklılığın dışında, birbiriyle örtüşen benzer özelliklerin olduğu tespit edilmiştir. Kadınlar toplumlarda bir alt-kültür oluşturmaktadır ve ortak bir bilinçle hareket etmektedirler. Onların sosyal, politik, ekonomik, dini baskılar altında filizlenen kimlikleri, farklı ülkelerde de olsalar, mutlaka ortak bir özellik barındıracaktır. Erkek egemen toplumlarda yetişmiş yazarların da benzer temalar, karakterler hatta söylemler kullanması bu açıdan önemlidir.
ABSTRACT
The aim of this study is to identify similar and different aspects of the relationship between the thoughts, feelings and reactions of the main female characters in the works of the most important female writers of Turkish and Irish literature Duygu Asena's Aşk Gidiyorum Demez and Maeve Binchy's Tara Road by comparing them with the pluralistic/eclectic method of examination. In this way, both literatures will be given a critical dimension and objectivity. As a result of this study within the Comparative Literature, it has been detected that the novels written by the female authors living in the same period but in different societies have a few noteworthy differences, but a lot of similiar and overlapping points between main female characters. Women form a subculture in societies and act with a common consciousness. Their identity, which sprouts under social, political, economic and religious pressures, will necessarily have a common feature, even in different countries. From this point of view, it is important that writers raised in patriarchal societies use similar themes, characters, or even discourses.